28 Mayıs 2016 Cumartesi

Çocuklarda Davranış Sorunları

Ebeveynler, çocuklarının davranışlarıyla ilgili bir psikoloğa başvururlarken akıllarında nasıl bir çözüm yolu bulunacağı sorusuna eşlik eden bir başka soru(lar) da vardır: “Ya bu şey bir tek benim çocuğumda varsa?” “Çocuğum anormal mi?” “Çocuğum düzelir mi?” “Acaba neden
 böyle oldu bu çocuk?”

ÇOCUKLARIMIZ İLE ETKİLİ İLETİŞİM


Küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza ne demek istiyorsanız net bir şekilde onu söyleyin. Çocuklarınızın sosyal gelişimi ve onlarla iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken en önemli noktaları daha önce Hurriyetaile.com’da yer alan bir söyleşide Psikolog Eda Gökduman bakın şöyle özetlemiş:
1- Öncelikle çocuğunuzu iyi dinlemeyi öğrenmelisiniz. Onu dinliyormuş gibi yapmayın, bunu hemen hisseder. Eğer bir işiniz varsa biraz beklemesini ve birazdan onu dinleyeceğinizi ifade edin.
2- Onunla konuşurken göz göze gelmelisiniz. Bu onun kendisini önemli hissetmesine neden olur. Konuşma başlamadan önce onu kucağınıza alabilir ya da onun mesafesinde oturabilirsiniz. Yukarıdan konuşmanız onun karşısında bir güç olduğunuz imajını yaratabilir. Söylediklerini anladığınızı belli etmek için onay işaretleri verin (başınızı sallamak, “hıı... hıı..., evet, seni anlıyorum” demek gibi).
3- Görüşlerini saygı ile dinleyin. Haksız olduğu bir konu söz konusu olsa bile dinlenme hakkı vardır. Kendi duygularını, düşüncelerini tanımalı ve özgür bir ortamda bunu her zaman söyleme hakkı olduğunu bilmelidir. Kendisini rahatlıkla ifade edebilen bir çocuk kendisine daha çok güvenir.
4- Sorunlarını çözmek için kendisi çaba göstermelidir. Zorlandığı anlarda çözümsel davranmayın sadece ona yol gösterin. Çözümü kendisi bulabildiğini görebilsin.

5- Yanlış bir davranış yapmış olsa bile ondan bahsederken öncelikle olumlu olan yönlerini vurgulayın. Bu davranışı ile ona olan sevginizden bir şey eksilmediğini hissettirmelisiniz. Olumlulardan sonra olumsuz davranışlar, nedenleri ile vurgulanmalı ve çözüm için birlikte yeni kararlar alınmalıdır.
6- Almış olduğunuz her yeni karar ya da koymuş olduğunuz her kural, kararlı ve sürekli bir biçimde uygulanmaya devam etmelidir. Sağladığınız tutarlılık doğru davranışın yerleşmesini sağlayacaktır.
7- Ona gün içerisinde yaşına uygun sorumluluklar verin. Yapmış olduğu her sorumluluk için dönem dönem ona teşekkür etmeyi unutmayın.
8- Gün içerisindeki yapacağı her şey yaşına uygun bir şekilde planlanmalıdır. Ne kadar süre televizyon izleyecek, saat kaçta uyuyacak, oyuncaklarını ne zaman toplayacak gibi. Bunun bilincinde olan bir çocuk kendi sınırlarının ve birey olduğunun daha çok farkındadır.
9- Anne ve baba olarak her akşam onunla özel rutin aktiviteler planlayın. Bir çocuk için annenin yeri ayrı, babanın yeri ayrıdır. Bu nedenle birbirinizin rollerini almak için çaba göstermeyin. Her akşam sizinle en az bir şey yapacağını bilmesi onu mutlu eder, rahatlatır ve ilişkinizi güçlendirir.
10- Onu sevdiğinizi dile getirmelisiniz. Sevgiyle büyüyen bir çocuk hayata karşı çok daha güçlü durur.
11- Söz verdiğiniz şeylerde kesinlikle geri çekilmeyin. Bu onun size olan güvenini zedeler.
12- Ona ait olan sınırları aştığında uyarıda bulunun. Bu uyarılar çocuğu azarlayacak ya da rencide edecek biçimde olmamalıdır. Açıklayıcı bir uyarı ile istenmeyen davranışın ortadan kalkması ve beklediğiniz davranışın gerçekleşmesine yönelik bir sonuç alabilirsiniz.
13- Bir çocuk yetiştirirken sabırlı olmak ve karşınızdakinin bir çocuk olduğunun farkında olmak çok önemlidir. Sabırlı olabilmeniz için kendinize de zaman ayırmalı, yaşamdaki yerinizin ve beklentilerinizin daha fazla farkında olmalısınız. Unutmayın; mutlu anne-babalar daha mutlu çocuklar yetiştirebilecektir.
Çocuklarınızı dinleyin, bakın size neler anlatacaklar…  

24 Mayıs 2016 Salı

BEDENİMİZ NELER ANLATIYOR ?

BEDENİMİZ NELER ANLATIYOR ?
İş görüşmesine giderken şık giyinmenin önemli olduğunu herkes bilir. Fakat nasıl durduğunuz, nasıl oturup kalktığınız da aynı derecede önemlidir.


Mülakat için kapıdan içeri girerken, el sıkışıp otururken kendimizle ilgili ne tür ipuçları veriyoruz?

İş görüşmesine giderken nasıl davranmak ve hangi davranışlardan kaçınmak gerektiği konusunda vücut dili uzmanlarının görüşlerine başvurduk.

  • TOKALAŞMA AYARI

Mülakatı yapan kişi ile sizin aranızdaki ilk iletişim tokalaşma yoluyla kurulur. İlk izlenim genellikle mülakatın gidişatını belirleyecektir. Bu nedenle bu adımı doğru atmak önemlidir.
Uzmanlar “uyumun yolu benzerliklerden geçer” diyor. O halde, mülakatı yapan kişi elinizi nasıl sıkıyorsa o şekilde karşılık vermek gerekir. Tokalaşma ya da selamlaşmanın ayarını dengelemeniz aynı düzeyde olmak istediğiniz mesajını verir. Eli fazla sıkmak görüşmede baskın bir tutum hissi yaratabilir.

  • KİŞİSEL ALAN

Kültürümüz ne olursa olsun, farkında olalım ya da olmayalım hepimizin dört tür alanı vardır. En dıştan içe doğru bunlar sırasıyla kamu alanı, sosyal alan, kişisel alan ve samimiyet alanıdır.
Görüşme sırasında bunlara dikkat etmek önemlidir. İnsanlar arasındaki ilişkide önemli şeyler kişisel ve samimiyet alanlarında gerçekleşir. Görüşme sırasında samimiyet söz konusu olamayacağına göre, mülakatı yapan kişiyi etkilemek için kişisel alanına girmek gerektiğini belirtiyor uzmanlar.

  • OTURURKEN DİKKAT !

Tokalaşma yoluyla bu kişisel alana adım atılır. Tokalaşmanın amacı da budur zaten. Oysa mülakatlarda oturma düzeni insanları birbirinden uzak tutmak üzere ayarlanır. Bunu marifetle aşıp mülakatı yapan kişinin kişisel alanına yaklaşacak şekilde davranmak gerekir. Örneğin sandalyenizi hafifçe yaklaştırabilir ya da yuvarlak masanın aynı tarafında oturabilirsiniz.
Oturduktan sonra aradaki mesafeyi kapatacak başka yollara başvurulabilir. Örneğin hafifçe öne eğilmek gibi. Bunu hızla dikkat çekecek şekilde değil, belli etmeden yapmak gerekir. Uzmanlar mesafeyi az bile olsa kapatmanın, insanların güven ve bağlantı duygusunu artırdığını söylüyor.

  • ELLERİ NEREYE KOYMALI ?

Vücut dilinde “açık” olmak önemlidir. Mülakat sırasında muhtemelen gergin olacak, farkında olmadan ellerinizi kenetleyecek ya da kollarınızı göğsünüzde kavuşturacaksınız. Bu sizin için rahat ve güven verici olsa da uzmanlar karşı taraf için bunun mesafeyi artırıcı ve bağlantıyı koparıcı etki bırakabileceği konusunda uyarıyor.

  • GÖZ TEMASI

Görüşme sırasında göz teması önemlidir; fakat biraz azı ya da çoğu farklı algılara neden olabilir. Peki, doğru miktarı nedir? Bu ortama göre değişebilir, ama mülakatı yapan kişinin oranını tutturmak genel olarak önerilebilir. Mülakatı birden fazla kişi yapıyorsa paneldeki her bir insanla eşit oranda göz temasında bulunmaya dikkat edilmelidir. Soruları yanıtlarken kişilerle tek tek göz teması kurulmalı, sıkılma belirtisi olarak görülebileceği için etrafa göz atmaktan kaçınmalıdır.
İnsanlar genellikle göz temasını hiç başka yerlere bakmamak olarak algılıyor; fakat bu yanlış bir algıdır.
Konuşurken düşündüğümüz için ara ara başka yerlere bakmak normaldir. Fakat uzmanlar, mülakatı yapan kişi konuşurken başka yere dalıp gitmeme konusunda uyarıyor. Siz onların sorusunu yanıtladıktan sonra göz teması kurun ve dinleyin. Göz teması sizin ciddiyetinizi ve dikkatinizi gösterir.

  • DERİN NEFES ALMAK

Stres ve heyecan hissedildiği anda hızlı nefes alıp verme başlar. Mülakat sırasında bu hoş değildir.
Hızlı ve yüzeysel nefes aldığınızda net düşünme beceriniz azalır. Bu ise soruları çabuk ve öz cevaplamanıza engel olabilir.
Karnınızın alt kısmından derin nefes almaya çalışın. Bu, kendinizi enerjik, güvenli ve mantıklı hissetmenize yardımcı olur. Mülakattan önce diyaframınızı, karnınızı, göğüs kafesinizi kullanarak daha ağır nefes alma denemeleri yapın.

İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ VE ÖNEMİ


İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ VE ÖNEMİ

Sözlü iletişimi daha etkili hale getirmek amacıyla iletişime bedenimizi de katarak kullandığımız sözsüz iletişim diline beden dili denir. Bedenimizin duruşu, baş ve gövde hareketleri, el kol hareketleri, yüz ifadeleri bu kapsamda yer alır.

Duygularımız nasılki beden dilini etkiliyorsa, beden dilimiz de duygularımızı etkiler. Beden dili kullanılmadan duygu aktarımı mümkün değildir. Bedenimiz olaylara ve durumlara karşı çok fazla kendiliğinden tepki verdiği için beden dilini gizlemek çoğu zaman mümkün değildir.
Aristo, “İnsanın içinde işleyen her şey, dışında ifadesini bulur” demiştir. İç dünyamızın dışa yansıması olan davranışlar, iyi analiz edilirse kişilere duygu dünyaları hakkında pek çok bilgi verecek ve kendilerini tanıma imkanıda sağlayacaktır. Kendini önemseyen insanların yapacağı bu araştırma, kendini dış dünyaya iyi ifade ettirecektir. Beden dilinin iyi analiz edilmesi sonucunda oluşan bu sağlıklı iletişim ortamında, kişiler kendisiyle barışık olacak, karşısındakini daha kolay etkileyecek, karşısındaki insanları hem sözel hem de bedensel olarak gözlemleyip onları daha iyi anlayacaktır. Beden dilini konuşmada, etkin ve vurgulu olarak kullanmak iletişime duygu katar. Duygunun içinde bulunmadığı iletişim, bize soğuk ve itici gelir.

  



Her ne kadar beden dili, konuşulan dili daha etkin ve destekleyici kılacak bir role sahip olsa da, beden dili az kullanıldığından insanlara yeni bir kavrammış gibi gelir. Başta Amerika’da olmak üzere, bugün birçok ülkede beden dili müfredat programı içerisinde olup, öğrenilmesi gereken dersler arasında tutulmaktadır. Amerikalı halkla ilişkiler uzmanlarının kullandığı “Ne kadar algılanıyorsan, o kadar gerçeksin.” sözü, beden dilinin insanın gerçeklik algısında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
İstanbul’da yapılan bir araştırmada, Türkiye’nin Doğu bölgelerinde yaşayanların, Batı bölgelerinde yaşayanlara oranla daha çok bedensel hareket kullandığını göstermektedir. Kültür düzeyi arttıkça, beden dili kullanımı azalmaktadır.
Beden dili kullanımı yaşamımızın kalitesinde olumlu veya olumsuz etkiler oluşturmaktadır. İnsan psikolojisi kendi beden duruşumuzdan, el kol hareketlerimizden etkilenir. Bedenimizin her hangi bir duruş şeklinin insanda farklı anlam ve etkileri vardır. Orta öğretim öğrencileri üzerinde yapılan bir beden dili araştırmasında, bir sınıfta ders dinleyen öğrencilere, ders esnasında rahat bir oturma pozisyonlarında olmaları ve ayak ayak üstüne atmamaları istenmiştir. Başka bir sınıfta ise aynı dersi dinleyen öğrencilere kollarını bağlamalarını, ve ayak ayak üstüne atarak oturup dersi dinlemeleri istenmiştir. Araştırma sonucuna göre ise kollarını birbirine bağlayarak dersi dinleyen grubun bilgiyi öğrenme ve hatılama oranının %38 daha düşük olduğu gözlenmiştir. İletişim halindeyken kollarını bağlayarak dinleyen dinleyicilerin söylenen sözlere daha az dikkat ettikleri ve savunucu iletişime geçtikleri gözlenmiştir. Eğer bir kişiyi ikna etmek istiyorsanız, ve ikna edeceğiniz kişinin kolları birbirine kavuşmuş şekildeyse, konuşmaya başlamadan önce o kişinin kollarını birbirinden ayırmanın yollarını aramalısınız, aksi takdirde o kişiyi ikna etmeniz oldukça güç olacaktır.

1.Başkaları üzerinde olumlu bir etki oluşturarak amacımıza ulaşmak
2.Karşımızdakileri daha iyi anlayarak etkili bir iletişim kurmak.
3. Kendi beden hareketlerimizi denetleyerek, sosyal ortamlara daha çabuk uyum
sağlamak.
4.Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak.

Beden Dili Gözlemlemenin Avantajları Nelerdir ?

İyi bir beden dili gözlemcisi olmanız size büyük avantaj sağlar. Çünkü karşınızdaki kişinin konuşması esnasında bakışlarını ve hareketlerini iyi analiz ederseniz o kişinin doğru söyleyip söylemediğini, asıl niyetinin ne olduğunu ve ne düşündüğünü kavrayabilirsiniz. Beden dili insanların duygusal ilişkilerinde, iş hayatında ve sosyal yaşamında belirleyici rol oynar. Etkili konuşmalarınızı doğru beden dili kullanarak uyguladığınızda iş, aşk ve sosyal hayatınızda başarılı olmanız kaçınılmaz olacaktır.

Doğru kullanılan beden dili sayesinde kişisel gelişiminiz ve ikili ilişkilerinizde inanılmaz derecede ilerleme gerçekleşir. İnsanları iyi anlamanız ve kendinizi iyi ifade etmeniz sizin çevrenizle samimiyet ve güven çerçevesinde bir bağ oluşturmanızı sağlar. Diğer yandan beden dili bilgisi sayesinde çevrenizde iletişim kurduğunuz insanlar arasından art niyetli olanların konuşmaları esnasında hareketlerini ve ifadelerini iyi analiz ederek asıl niyetlerini anlayıp, size zarar vermelerinin önüne geçebilirsiniz.

Beden Dilinin Önemi Nedir ?

İş görüşmelerinizde, sosyal hayatınızda ve duygusal ilişkilerinizde problem yaşıyorsanız, bu durumun beden dilinizle alakalı olma ihtimali çok yüksektir. Çevrenizde sevilen, mutlu ve başarılı insanlara göz attığınızda genellikle beden dillerini çok iyi kullandıklarını farkedersiniz. Savunduğunuz düşünceyi dile getirirken, yada bir konu hakkında görüş belirtirken etkili bir şekilde jest, yüz ifadesi ve beden duruşu sergilediğiniz taktirde düşünceleriniz insanlar tarafından inandırıcı ve ikna edici bulunarak kabul görür. Bu yönleriyle beden dilinin hayatınızdaki önemi azımsanamayacak kadar fazladır.